El sanatlarımızın zarif örneklerinden olan oyalar; süslemek, süslenmek amacından başka taşıdıkları anlamlarla bir iletişim aracı olarak da kullanılmaktadır.Günümüzde Anadolu'da tığ, iğne, mekik, firkete / filkete gibi araçlarla yapılan oyaların ya bordür ya da bir motif olarak tasarlanmış olanları, kullanılan araç doğrultusunda ve tekniklerine göre değişik adlar almaktadır.Bunlar; iğne, tığ, mekik, firkete / filkete, koza, yün, mum, boncuk ve kumaş artığı olarak sıralanabilir.Kastamonu, Konya, Elazığ, Bursa, Bitlis, Gaziantep, İzmir, Ankara, Bolu, Kahramanmaraş, Aydın, İçel, Tokat, Kütahya gibi şehirlerimizde daha yoğun olarak yapılmakta, ancak eski önemini kaybederek çeyiz sandıklarında varlığını korumaya çalışmaktadır.
Geleneksel kıyafetlerle birlikte kullanılan oyalarımızın yanı sıra takılarda dikkat çekici aksesuarlardandır. Anadolu'da yaşamış tüm uygarlıklar değerli ve yarı değerli taşlarla metalle birlikte veya ayrı işleyerek sanatsal nitelikli eserler üretmişlerdir.Selçuklularla birlikte gelen değişik üslupların en önemlisi Türkmen takılarıdır.Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise imparatorluğun gelişimine paralel olarak mücevhercilik önem kazanmıştır.
Anadolu'da Tunç Çağında bakır, kalay katılarak tuncun elde edilmesinden sonraki dönemlerde bakır, altın, gümüş gibi madenler de dövme ve dökme tekniğiyle işlenmişlerdir.En çok kullanılan maden bakırdır.Maden işçiliğinde dövme, telkari, kazıma (kalemkar), çekiç işi kakma, küftgani, savatlama, ajur kesme gibi teknikler kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder