
4. Murat zamanında 1638 yılında; Hezarfen Ahmet Çelebi, kollarına kanat takarak, Galata Kulesinden Üsküdar’ a o meşhur uçuşunu gerçekleştirir. 17 yy. a doğru mehterhane takımına ev sahipliği de yapan Kule; 1717den sonra artan İstanbul yangınlarıyla baş edebilmek için yangın gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır. Ama ne yazıktır ki Kule 1794 senesi kendisi de yanmaktan kurtulamamıştır.
Üçüncü Selim zamanında; Galata Kulesi onarıldıktan sonra, Kulenin üst katına bir cumba eklenir.1831’de kule bir yangın daha geçirir. Bu sefer 2. Mahmut; Kulenin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle Kulenin tepesi kapatılır. O dönem onarımla alakalı olarak, Pertev Paşa’ nın bir de yazıtı Kule’ye yerleştirilir. 1875 yılında kuvvetli bir fırtınadan sonra, Kulenin tepesindeki külahımsı çatı uçar ve daha sonra 1960 yılında tekrardan onarılır. Günümüzde, Kule özel bir şirket tarafından sadece turistik amaçlı işletilmektedir. 7 katı asansörle, 2 katı da yürüyerek çıkıp, Kulenin en üst katındaki restoranın içinden geçtikten sonra, Kuleyi çepeçevre saran balkona ulaşılır. Bu balkonun sunduğu İstanbul ve Boğaziçi'ni izlemeye doyum olmuyor.
Günümüzde Galata Kulesi’nin yüksekliği 66,90 metre, dış çapı 16.45 metre, iç çapı ise 8.95 metredir. Duvar kalınlığı da 3.75 metre civarındadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder